UZAKTAN ÜNİVERSİTE EĞİTİMİNDE ÖĞRENCİNİN ‘SINAVI’ BİTMİYOR
UZAKTAN ÜNİVERSİTE EĞİTİMİNDE ÖĞRENCİNİN ‘SINAVI’ BİTMİYOR
Uzaktan eğitim modelinin önemli kazanımları yanında, zaman zaman öğrencilerin bu eğitimle ilgili önemli sorunlar yaşadıklarını da duymaktayız. Öğrenciler karşılaştıkları bu sorunları, hemen her sınav sonrası Tüketicinin Sesi Derneği (TÜSED)’ne yoğun şekilde iletmektedirler.
Ülkemizde pek çok üniversite Açık Öğretim/Uzaktan Eğitim /Hayat Boyu Eğitim… gibi isimler altında üniversite öğrencilerine ikinci bir ana dal okumalarına veya halihazırda bir üniversite bitirmiş olanlara ikinci bir üniversite eğitimi alma imkanı sunan uzaktan eğitim modeli sistemiyle hizmet vermektedir.
Bilindiği üzere bu sistemde eğitim ücretli olduğu için üniversitelere de önemli gelir sağlamaktadır.
SEHVEN YATIRILAN PARALAR İADE EDİLMİYOR!
Açık Öğretim öğrencilerinin TÜSED’e yoğun olarak yaptıkları bir şikayet de, sehven veya mükerrer olarak yaptıkları ödemelerin iade edilmemesi konusudur. Bu, üniversite için haksız bir kazanç yoludur. Eğitim kurumu olan üniversitelerin hiçbir gerekçeyle açıklanması, aklanması mümkün olmayan ve yıllardır devam ettirdikleri bu yanlış ve hukuk dışı uygulamadan bir an önce dönmesi, yanılgıyla yapılan para ödemelerini hak sahiplerine iade etmesi gerekmektedir.
ÜNİVERSİTE LEHİNE HAKSIZ KAZANÇ OLDU
Ayrıca önemli bir diğer şikayet de, uzaktan eğitim veren üniversitelerin pandemi döneminde yüz yüze sınav yapmadıkları halde aldıkları eğitim ücretlerinde mücbir sebep nedeniyle herhangi bir iade, indirim veya mahsup yapmayıp bilâkis, bir sonraki ücretlerin güncellenerek artırıldığı ve ödetildiği yönündedir.
Oysa, bütün dünya ile birlikte yaşadığımız iki yıllık pandemi sürecinde, uzaktan eğitim veren kurumlar dahil, hiçbir eğitim kurumu yüz yüze eğitim ve yüz yüze sınav yapmamıştır. Özel/ücretli eğitim veren kurumlar bugüne kadar deneyimlenmiş bir olay olmadığından mücbir sebebi halihazırdaki sözleşmelere eklememişler ve pandemi döneminde eğitimde ilk defa uzaktan eğitim gibi hazır olmadıkları bir uygulamayı hayata geçirmeye çalışmışlardır. Kurumların zorunlu olarak denedikleri uzaktan eğitimi çoğu öğrenci veya velinin yetersiz görmeleri nedeniyle kabul etmediğini ve eğitim yılı başında ödenen ücretleri geri istediklerini biliyoruz. Sulh ile çözümlenemeyen bu şikayetlerin bir kısmı Tüketici Hakem Heyetleri’ne (THH) taşınmış, heyetlerden çıkan kararlar tüketici lehine olmuştur. Durum böyle iken, üniversitelerin pandemi döneminde gerçekleştiremedikleri yüz yüze sınav vaatleri nedeniyle öğrencilere ücret iadesi, indirimi veya mahsubu gibi seçenekler sunarak, etik ve hukuk gereği haksız ve adil olmayan kazançtan kaçınması gerekirdi. Zira, yüz yüze yapılan sınavlarda okullara ödenen kira, elektrik, su, doğalgaz ve gözetmen, güvenlik görevlisi vb masrafların hiçbiri pandemi nedeniyle çevrimiçi yapılan sınavlarda masraf kalemi oluşturmamıştır. Dolayısıyla, bu gibi masrafları yapmak zorunda kalmayan üniversiteler, mücbir sebeple ‘veremedikleri’ bu hizmetlerin ücretini öğrencilerden ‘peşin olarak almış’ ve öğrencilere ‘iade etmemiştir’. Bu da gelir-gider dengesinde üniversite lehine ‘haksız kazanç’ oluşturmuştur.
“VERİLMEYEN HİZMETİN BEDELİ OLMAZ!”
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, “Verilmeyen hizmetin bedeli olmaz.” der.
Ayrıca, bilindiği üzere uzaktan eğitimde artık öğrencilere basılı materyaller, basılı sınava giriş belgesi dahi verilmemekte tüm basılı materyaller öğrenci tarafından karşılanmaktadır. Nitekim, bu eğitim modelinin üniversiteler tarafından bu kadar yoğun arzı masrafının az, kârının çok olmasındandır. Ancak, eğitimin üniversitelerce sadece kâr marjı yüksek ticari bir faaliyet olarak düşünülmesi toplum tarafından olumlu karşılanmamakta, asıl amacı olan eğitimi önceliklemesi beklenmektedir.
ULAŞIMDA İŞBİRLİĞİ ŞART!
Öğrencilerden gelen bir diğer yoğun şikayetse, haftasonlarında yapılan sınavlarda üniversitelerin yerel yönetimlerle yeterli işbirliğine gitmediği ve tatil günlerinde belediyelerin vb toplu ulaşımda hizmet veren kamu kuruluşlarının seferleri seyreltmeleri nedeniyle yaşanan ulaşım zorluklarıdır. Örneğin, İstanbul gibi bir metropolde binlerce kişinin aynı anda bu sınavlara girdiği düşünüldüğünde, mağduriyetin boyutu ve şikayetin haklılığı nedeniyle acil bir çözüm gerektiği görülmektedir. Öğrenciler, kış şartlarında bazı sınav yerlerine ulaşmak veya sınav sonrası belediye otobüslerini bazen bir saate yakın beklemek zorunda kaldıklarını, gelen otobüslerin hınca hınç dolu olduğunu ve bu şartlarda yaptıkları yolculuk sonrası hastalandıklarını veya otobüs şoförlerinin doluluk nedeniyle duraktan yolcu almadıklarını belirtmektedirler.
Bu şikayetin de, uzaktan eğitim veren üniversiteler, yerel yönetimler ve toplu ulaşım sağlayan kurumlarca dikkate alınması, işbirliğine gidilmesi, haftasonları yapılan üniversite sınavlarında öğrencilerin yaşadığı ulaşım mağduriyetlerini sonlandıracaktır.
CEP TELEFONU SORUNU
Yine öğrencilerin yaptığı önemli bir şikayet de sınav yönergesine göre yanlarında bulundurmamaları gereken cep telefonları hakkında olmaktadır.
Çağımızın yaşam koşulları gereği hayatımızın ayrılmaz parçası, adeta vücudumuzun uzantısı haline gelmiş olan cep telefonları olmadan evden dışarı adım atamadığımız bir gerçek. Telefonlarımıza indirdiğimiz mobil uygulamalarla sağlık, banka işlemleri, ulaşım, navigasyon gibi önemli birçok konuda hayatımızı kolaylaştıran cep telefonları, sınav merkezlerinin konumu ve öğrenciyi o konuma ulaştıracak toplu ulaşım hakkında bilgi edinmek ve/veya navigasyon amaçlı kullanımı için aslında sınav günü en çok ihtiyaç duyulan cihazdır. Ancak bu cihazlar sınav yönetmeliği gereği sınav binasının kapısından dahi sokulamamaktadır. Sınava girenlerin çoğu, cep telefonlarını ya yanlarında getirdikleri birilerine verdiklerini veya binlerce liralık cep telefonlarını haftasonu (çoğu esnaf haftasonu nedeniyle kapalı olmakta) çevredeki esnafa hiçbir belge vb olmadan para karşılığı ’emanet’ bırakmak zorunda kaldıklarını, bu nedenle sınav stresine bir de emanet bıraktıkları telefonlarının stresinin eklendiğini veya sadece cep telefonu emanet etmek için sınava giderken yanlarında gelecek birilerini bulmakta zorlandıklarını ve yanlarında gelene bu durumun külfet olduğunu, dolayısıyla eğitim haklarını kullanırken bu konuda da zorlandıklarını söylemektedirler.
Cep telefonu sorununa çözüm için, üniversitelerin haftasonu yaptıkları sınavlarda kullandıkları sınav merkezlerinde, öğrencilerin ulaşım veya sınav sonrası işe gitmek gibi mecburi sebeplerle yanlarında bulundurdukları cep telefonlarını emanet olarak bırakabilecekleri bir birim oluşturmaları, üniversitelere çok büyük bir külfet getirmeyecek ama üniversiteye ‘hizmet kalitesi’ni artırmış bir kurum niteliği kazandıracaktır.
SORUN VARSA, ÇÖZÜM DE VAR!
Kısacası, TÜSED olarak uzaktan üniversite eğitiminde öğrencilerin ders sınavı bitse de diğer pek çok konudaki ‘sınavı’nın bitmediğine şahit olmaktayız. Bununla birlikte, dile getirilen şikayetlerin tümünün gayet basit, insani çözüm yolları olduğu da görülmektedir. Asli görevi toplumu eğitmek olan üniversitelerimizin, insan odaklı olmaları ve yerel yönetim, Ulaştırma Bakanlığı, bankalar vb kurumlarla işbirliğine gitmeleri her tür sorunu kısa sürede çözüme kavuşturacaktır.
TÜSED Yön. Kur. Bşk.
Güldeğer Gökçek Varol