15 Mart Dünya Tüketiciler Günü
Tüketicinin Sesini Duymak İstemeyenlere Duyurulur!
Varız!
Buradayız!
15 Mart Dünya Tüketiciler Günü nedeniyle Tüketicinin Sesi Derneği (TÜSED) Genel Başkanı Güldeğer Gökçek Varol, dernek adına bir açıklama yaptı, “Türkiye’deki tüketici sivil toplum kuruluşları olarak bu yıl, 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü’nü buruk kutluyoruz. Geçen hafta yeni bir tüketici kanun taslağının adeta bizden ‘gizlenerek’ hazırlanıp Cumhurbaşkanlığı’na sunulduğunu son anda medyadan öğrendik. Bu, hakka, tüketici hakları için verilmiş yıllara, emeğe, sivil inisiyatife, demokrasiye, tüketiciye/vatandaşa saygısızlıktır.”
TÜSED Genel Başkanı:
“Tüketici haklarının dünyaca bilindik hikâyesi, 15 Mart 1962’de John F. Kennedy’nin Temsilciler Meclisi’nde ilk kez ‘tüketici ve tüketici hak’ kavramından ve korunmasından söz etmesiyle gündeme geldiği, Birleşmiş Milletler’in tüketici haklarını bu tarihi olaya özgüleyerek aldığı kararla, 1985 yılında her yıl kutlanması amacıyla “15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü”nü ilan ettiği ve aynı yıl ‘Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesi’ni yayınladığı şeklindedir.
Aslında ilk Tüketici Kanunu…
Oysa bizler, tüketici haklarının coğrafyamızda yüzlerce yıl önce dillendirildiğini ve uygulamada karşılık bulduğunu, tüketiciyi koruyan ilk girişimlerin Asr-ı Saadet’te ‘Hisbe Teşkilâtı’ ile başlayıp, Anadolu’da sivil toplum kurumları olan Ahilik ve Loncalarla devam ettiğini, ek olarak 1502 yılında ‘Kanunname-i İhtisab-i Bursa (Bursa Belediyesi Kanunu) ismiyle yayınlanan bir ferman ile tarihin ‘ilk resmi tüketici kanunu’nun yürürlüğe girdiğini de bilmekteyiz.
Günümüzde Tüketici Hakları…
Günümüz Türkiye’sinde tüketici hakları kavramıysa, 1990’lı yıllarda anlam kazanmaya başlamış, hakkın savunuculuğu için sivil inisiyatifler harekete geçmiş ve ilk tüketici dernekleri kurulmaya başlamıştır.
Sivil girişimlerin itici gücü ve AB uyum politikası gereği nihayet, 8 Eylül 1995’te ilk tüketici kanunu olan, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir.
Daha sonra yine AB uyum yönergeleri ile uyum sağlanabilmesi ve günün koşullarına cevap verebilmesi için hazırlanan 6502 Sayılı yeni tüketici yasası 28 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe konmuş ve tüketici, günümüze kadar bu yasa çerçevesinde korunmaya çalışılmıştır.
Tüketici Haklarımızın Dayanağı…
Ülkemizdeki tüketici hakları, Anayasa’nın 172. Maddesi’ndeki “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicinin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.” hükmüne dayanmaktadır.
Ancak…
Yukarıda açıklanan her bir tarihi olay ve sürece baktığımızda Türkiye tüketicisi olarak, hak kazanımı ve uygulanabilirliğinde dünya ortalamasının çok daha ileri seviyesinde olmamız gerekirken maalesef durumun tam tersi olduğunu görmekteyiz.
Halihazırda tüketiciyi koruyabilecek güçte olan bu yasalara rağmen, uygulamada yasa uygulayıcıların görevlerini çeşitli nedenlerle yapmamaları ve/veya kötü niyetli bazı satıcı ve sağlayıcıların tüketicinin hakkını gasp etmesi vb nedenlerle tüketicinin kazanılmış hakkını kullanması engellenmekte, tüketici mağdur olmaktadır.
‘Hakla’ Bitmeyen Derdimiz Ne?
Sorunun sosyal, siyasal, ekonomik pratiklerimizle ilgili olduğu yadsınamaz.
Yönetenler ve yönetilenler olarak, ‘hak’ kavramını tam anlamıyla kavrayamamış, evrensel etik ve ahlâki değerleri yeterince içselleştirememiş olmamız temel problem.
Siyasi arenada ‘hamaset ve oldu bitti’ politikası yıllardır demokrasiyi baltalamakta.
Nitekim, sorunun tespit noktasının son örneğini geçtiğimiz hafta canlı olarak yaşadığımız ‘yeni tüketici yasası değişikliği’ sürecinde gördük.
Kapalı kapılar ardında hazırlanıp, bitirilip Cumhurbaşkanlığı’na sunulan, ‘tüketici yasa taslağı’ için hiçbir tüketici sivil örgütten görüş alınmadı.
Demokrasinin olmazsa olmazı sivil inisiyatif, ‘yok’ sayılmıştır!
Kızgın ve Üzgünüz!
Tüketicinin hakkını savunmak için yıllarca emek verdiğimiz ‘hak’ adına üzgünüz!
Tüketicinin/vatandaşın iradesinin ve temsiliyetinin ‘yok’ sayılmasına kızgınız!
Yönetenlere, sorunda sorumluluğu olanlara soruyoruz,
“Biz tüketici örgütleri sizin AB’ye karşı kullandığınız ‘vitrin mankenleri’miyiz?”
Soruyuz, “AB projeleri kapsamında bizleri yıllarca, o şehirden bu şehre çağırmanızdaki maksat, sadece AB’ye karşı ’yapmış’ görüntüsü vermek miydi?”
Soruyoruz, “Sahada, kaç tüketicinin sorunuyla birebir yüzleştiniz?”
Soruyoruz, “Toplantılarda, tüketiciyi yasa ve hak konusunda ‘bilinçlendirme’ sorumluluğunu bize özgüler ve yüklerken, neden tüketici için yeni bir yasa tasarladınız da bizden adeta ‘sakladınız’ tek bir görüş sormadınız?”
Soruyoruz, “Size göre biz, niye varız?”
Her şeye rağmen, biz yine sorumluluğumuzun bilinciyle hatırlatalım!
Hatırlatalım!
Sizin için toplum barışı önemliyse, bize ihtiyacınız var!
Hatırlatalım!
Sizin için ekonomi önemliyse, bize ihtiyacınız var!
Hatırlatalım!
Bu vatan, vatandaşların=tüketicilerin!”
Güldeğer Gökçek Varol
Genel Başkan